Eşkıya (1996)

Otuz beş yıllık bir mahpusluktan sonra özgürlüğüne kavuşan bir adam, geride bıraktığı dünyanın artık yok olduğunu fark eder. Doğduğu topraklar sular altında kalmış, anılarıyla dolu köyünden geriye hiçbir iz kalmamıştır. Geçmişin acıları ve kayıplarıyla yüzleşirken, ona kalan tek şey, hayatını değiştiren ihanetin izini sürmektir. İstanbul’un karmaşık sokaklarında, yalnız bir arayış içinde olan bu adam, beklenmedik bir yol arkadaşı bulur. Farklı kuşaklardan gelen bu iki karakter, büyük şehrin acımasız koşullarında birbirlerine destek olurlar. Yolculukları, onları aşk, ihanet, tutku ve şiddetle örülü bir dünyaya sürükler; her adımda geçmişle hesaplaşırken ayakta kalma mücadelesi verirler.